EKOSİSTEMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
ABİYOTİK FAKTÖRLER
Canlıların yeryüzündeki dağılışı ışık, sıcaklık, iklim, toprak, mineraller, su ve pH gibi Abiyotik (cansız) faktörlerin etkisindedir. Abiyotik faktörlere aynı zamanda çevrenin fiziksel ve kimyasal etkenleri de denir. Genelde ilkbahar ve yaz mevsimlerinin görüldüğü, aşırı yağış alan tropikal yağmur ormanları gibi fiziksel şartların uygun olduğu yerlerde zengin tür çeşitliliği ve çok sayıda canlı bulunurken çöller ve kutuplar gibi yaşam şartlarının zor olduğu ortamlarda az sayıda canlı bulunur. Kısacası abiyotik faktörler belirli bir çevrede hangi türlerin yaşayabileceğini belirler. Örneğin çöllerde havadaki nem oranı çok düşük olduğundan gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı oldukça yüksektir. Böyle bir ortamda ancak çok miktarda su depolayabilen kaktüs ve çok az su ile yaşamını sürdürebilen bazı kurak bölge çalılıkları görülürken ılıman ortamlarda çok sayıda canlı çeşidini barındıran geniş ormanlık alanlara rastlanır.
4- SU
Atmosferde bulunan suyun yağmur, kar, dolu ve çiğ olarak yeryüzüne dönmesine yağış denir. Dünyanın %70’ sularla kaplıdır. Bu suyun %95’i denizlerde, geri kalan %5’i ise göllerde, nehirlerde ve yer altında bulunmaktadır.
Bir bölgedeki suyun miktarı ve mevsimlere göre dağılışı, bitkilerin yayılışı bakımından önemlidir. Fazla yağış alan nemli bölgelerde ormanlar ve çayırlar daha çok gelişir. Toplam yağışı az olan ve yazı kurak geçen yerlerde orman ve çayırların yerini kuraklığa dayanıklı, tek yıllık ve genellikle tohumla üreyen bitkiler alır. Bitkiler su ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çeşitli yapısal değişiklikler geliştirmişlerdir. Örneğin bazı kabak türlerinde olduğu gibi kurak bölgelerde yaşayan bazı bitkilerin kökleri su depolamak üzere farklılaşmıştır.
Su eksikliği bitkinin tüm fizyolojik aktivitesini olumsuz yönde etkiler. Su, bitki bünyesinde sıcaklığın kontrolü bakımından da önemlidir. Güneşli havalarda bitkilerde terleme yoluyla oluşan su, buhar olarak havaya salınırken beraberinde bir miktar ısıyı da bitkiden uzaklaştırarak aşırı ısınmayı önler.
Su, bitkilerde olduğu gibi hayvanlarda da yaşamsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi için vazgeçilmez bir faktördür. Yaşamsal faaliyetlerin düzenli olarak gerçekleşmesi, hayvan vücudunda su miktarının dengede tutulmasına bağlıdır.
* Su canlılarda birçok işlerde görev yapar.
1) Organik maddelerin sentezlenmesi
2) Maddelerin çözülmesi, emilmesi, taşınması
3) Biyokimyasal olayların gerçekleşmesi
4) Fazla ısının uzaklaştırılması
5) Boşaltım maddelerinin dışa atılması
6) Bitkilerde çimlenmenin gerçekleşmesi, hayvanlarda embriyonun gelişmesi
7) Bazı canlılar için yaşam ve hareket alanıdır
8) Su akıntıları denizlerde bir yerden bir yere besin ve oksijen taşırlar.
Örneğin, Meksika Yukatan yarımadası-Küba arasındaki boğazda Florida’nın doğusu Bahamalar arasındaki açık sularda yer yer 800 metre derinliğe kadar etkili olan ve Missisippi nehrinden daha fazla su taşıyan Gulf Stream akıntıları ile Humbolt soğuk su akıntısının etkisi altında olan Peru kıyılarında bu suların beraberinde getirdiği planktonlar, beslenme potansiyelini dolayısıyla balık çeşitliliğini artırmaktadır. Ayrıca bu balıklarla geçinen deniz kuşlarının türü ve sayısı da çevre adalarda artmıştır. Denizlerde yaşayan algler ve bazı otsu deniz bitkileri, su geçirmeden 1.600 km. yüzebilen diasporlar ve çeşitli bitki tohumları dünyanın farklı bölgelerine akıntılar yoluyla taşınırlar.
* Canlılar yaşadıkları ortam ve suya duydukları ihtiyaç farklıdır. Özel adaptasyonları ile en iyi uyumu yapmışlardır. Bu adaptasyonlar;
a) Hayvanlarda:
1) Deride su kaybını önleyen plaka, tüy, kitin dış iskelet gibi yapıların oluşması.
2) Solunum yüzeyinin vücut içine alınması
3) Boşaltımla su kaybını önleyen mekanizmaların gelişimi
4) Yaşam alanı olarak suya yakın çevrelerin seçilmesi
b) Bitkilerde:
1) Su kaybının sağlandığı stomaların; Açılıp kapanmasının kontrol edilebilmesi (Terlemenin fazla olduğu zamanlar ve suyun az olduğu zamanlar stomalar kapanır)
2) Köklerin suya yönelimi vardır
3) Kurak ortam bitkilerinde gövde ve yapraklar su kaybını önleyecek değişikliklere sahiptir.
Bitkiler su isteklerine göre üç gruba ayrılırlar:
a) Sucul bitkiler (Higrofitler): Suda yaşarlar. Kökler, su içerisindeki toprağa tutunabileceği gibi dışarı da çıkabilir. Su kaybı gibi sorunları yoktur. Yaprakları geniştir. Stomaları yaprağın üst kısmındadır. Kutikulaları incedir. Örnek Nilüfer.
b) Normal ortam bitkileri (Mezofitler): Orta kalınlıkta kutikulaları vardır. Stomaları alt ve üst epidermiste bulunur.
c) Kurak ortam bitkileri (Kseroftler): Bu bitkilerde kuraklık kökün gelişmesinde etkilidir. Kurak alanlarda bitkiler seyrek bulunur ve geniş bir kök sistemi oluşturlar. Yapraklar iğne şeklini almıştır. Kutikula çok kalındır. Kserofitlerde derimsi yapraklar, kalın kutikula, küçük ve sıkı dizilmiş hücreler, stomaların derinde olması ve tüylerle korunması ve hücrelerde osmatik basıncın yüksek tutulması ile su kaybı minimuma indirilmiştir.
* Canlılar ihtiyacı olan suyu şu şekillerde karşılarlar:
1) Suyun doğrudan alınması.( Sindirim sistemi, kökler)
2) Deri ile su almak (Kurbağalar, Bazı omurgasızlar)
3) Besinlerin yapısındaki sudan karşılamak.
3) Metabolik su kullanmak