EKOSİSTEMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
ABİYOTİK FAKTÖRLER
Canlıların yeryüzündeki dağılışı ışık, sıcaklık, iklim, toprak, mineraller, su ve pH gibi Abiyotik (cansız) faktörlerin etkisindedir. Abiyotik faktörlere aynı zamanda çevrenin fiziksel ve kimyasal etkenleri de denir. Genelde ilkbahar ve yaz mevsimlerinin görüldüğü, aşırı yağış alan tropikal yağmur ormanları gibi fiziksel şartların uygun olduğu yerlerde zengin tür çeşitliliği ve çok sayıda canlı bulunurken çöller ve kutuplar gibi yaşam şartlarının zor olduğu ortamlarda az sayıda canlı bulunur. Kısacası abiyotik faktörler belirli bir çevrede hangi türlerin yaşayabileceğini belirler. Örneğin çöllerde havadaki nem oranı çok düşük olduğundan gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı oldukça yüksektir. Böyle bir ortamda ancak çok miktarda su depolayabilen kaktüs ve çok az su ile yaşamını sürdürebilen bazı kurak bölge çalılıkları görülürken ılıman ortamlarda çok sayıda canlı çeşidini barındıran geniş ormanlık alanlara rastlanır.
5- TOPRAK VE MİNERALLER
Tüm canlılar yaşamlarının devamı için doğrudan ya da dolaylı olarak toprağa bağımlıdır. Toprak; bitkilerin kökleri ile tutunduğu ortam ve su, mineral gibi gereksinimlerini karşıladıkları kaynaktır. Ayrıca birçok hayvana barınma olanağı sağlayan toprak, mikroorganizmalar için de yaşama ortamıdır.
Canlı türlerinin büyük bir kısmının yaşam alanı olan toprak, hava ve su ile birlikte cansız, doğal bir kaynaktır. Toprak yeryüzünün kabuk kısmını oluşturan kayaçların su, rüzgâr, sıcaklık değişimleri etkisiyle ufalanmasından oluşur. Toprakta; mineral, toprakla karışan humus ve yağış suları ile taşınarak gelen maddeler bulunur.
Toprağı taşıdığı ana maddelerin yoğunluğuna göre kumlu, killi, kireçli ve humuslu olmak üzere dört çeşide ayırabiliriz. İçlerinde en verimli olanı humuslu topraktır. Humuslu topraklar, sadece oluştuğu kayaçların minerallerini değil aynı zamanda çok miktarda bitki ve hayvan kalıntıları da içerir. Bu topraklar koyu renkli, su tutma kapasiteleri yüksek ve besin maddelerince zengindir.
Farklı topraklarda farklı bitkiler yetişir. Toprakta yaşayan canlılar toprağın özelliğini değiştirebilirler. Örneğin toprak solucanı toprağı kalsiyum karbonat yönünden zenginleştirirler
Toprak bakteri, virüs, mantar gibi mikroorganizmalar için uygun bir ortam oluşturur. Mineraller, organik maddeler, hava ve su da toprak da bulunur.
Yağış miktarı ve coğrafik özellikler toprakta bulunan mineral miktarını belirler.
Toprak, bitkilerin gelişmeleri için gerekli olan su ve mineralleri içerdiği gibi, aynı zamanda bitkilerin kökleriyle tutunabilecekleri sağlam bir temeldir.
Herhangi bir toprak kesiti incelendiğinde farklı tabakalara rastlanır. En üstte, bitki kökleri, bazı böcekler, solucanlar gibi canlılarla humus tabakasını görürüz. Bu tabakanın altında yarı parçalanmış kayalar ve bunlardan oluşan inorganik maddeler bulunur. En altta ise parçalanmamış kayalardan oluşan su geçirmez bir tabaka vardır.
Bitkiler azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve kükürt gibi bazı minerallere fazla miktarda ihtiyaç duyar. Mangan, bakır, çinko, molibden, bor ve klor gibi mineraller ise bitki tarafından az miktarda kullanılır. Topraktaki mineraller o bölgede yetişen bitki türlerini etkiler. Kekik, ballıbaba vb. bitkiler mineral bakımından fakir topraklarda yetişirken semizotu, tarla sarmaşığı vb. bitkiler mineral bakımından zengin topraklarda yetişir.
ORTAM PH’SI
Doğadaki sular asidik ve bazik özellikleri bakımından büyük faklılıklar gösterirler. Genellikle deniz sularında pH değişikliği görülmezken tatlı sularda pH değişiklikleri görülür. pH değişiminin sebeplerinden bazıları asit yağmurları, kimyasal atıklar, bilinçsizce kullanılan gübreler, tarım ilaçları, çöp ve kanalizasyon atıklarıdır. Su kirliliği toprağın pH’ının değişmesine de neden olur. Sucul ortamdaki pH değişiminden de buralarda yaşayan alg, plankton, balık vb. canlılar etkilenebilir.
Canlılar kendileri için uygun pH derecesi olan yaşama ortamlarını tercih ederler.
Kültür bitkilerini çoğu toprak pH’ı 6,7-7,0 olan toprak da yetişir.
Topraktaki kalsiyum minerali azaldıkça asitlik artar bu da kireçle giderilir. Toprakların çok fazla yer altı sularıyla sulanması ise suyun buharlaşması sonucu tuzun geri kalmasıyla birlikte tuzlu toprakların oluşmasına neden olur.
Toprak asitliği, topraktaki simbiyotik bakterileri öldürür ve belirli zararlı yosunların gelişimini sağlar. Asit yağmurları böyle ortamlar oluşturur.