A – BÖBREK ÜSTÜ BEZİ (Adrenal Bez)
Her bir böbreğin üst kısmında bulunan böbrek üstü bezleri adrenal bezler olarak da adlandırılır. Bezlerin böbreklerle doğrudan ilişkisi yoktur, böbreklerden bağımsız olarak çalışır. Bu bezler iki kısımdan meydana gelmiştir. Dışta açık renkli kısma kabuk (korteks), içte koyu renkli kısma öz (medulla) denir.
a- KABUK (ADRENAL KORTEKS) Bölgesinden Salgılanan Hormonlar
Adrenal korteksten steroit yapılı hormonlar salgılanır. Bu hormonlar genelde kortikosteroit yapılıdırlar. Kortikosteroitlerin genel görevi, vücudu uzun süreli çevresel strese karşı korumaktır. Kortikosteroitlerin üç tipi mevcuttur:
1- Glukokortikoitler
Her çeşit fiziksel ve zihinsel strese karşı vücudu hazırlar. En önemli glukokortikoit, kortizol hormonudur.
Hipotalamus ve ön hipofiz kortizol hormonunun salınmasını negatif geri bildirim sistemi ile kontrol ederler. Bu geri bildirim;
* Gerilim (stres), hipotalamusu etkiler ve hipotalamustan salgılatıcı (CRH) hormon salgılanır.
* CRH, ön hipofizden ACTH salgılanmasını sağlar.
* ACTH’da adrenal korteksten kortizol salınmasını sağlar.
* Kandaki kortizol derişimi, hem ön hipofizi hem de hipotalamusu geri bildirim yolu ile uyarır ve kortizol kendi salınımını durdurur.
Kortizolün etkileri
1) Organik metabolizma üzerine etkileri vardır.
a) Kemik, lenf, kas ve deride protein yıkımına neden olur ve oluşan amino asitlerin kana geçişini sağlar.
b) Kandaki amino asitlerin karaciğere girmesine ve karaciğerde amino asitlerden glikoz oluşmasına neden olur. İdrarda azotlu madde miktarı artar. Oluşan glikozu kana karıştırarak kan şekerini arttırır.
c) Karaciğerden kana çıkardığı glikozun, sadece beyin ve kalp kası hücrelerine girmesini sağlar. Diğer dokuların glikoz almasını engeller.
d) Vücudun diğer dokularının enerji ihtiyacı yağ asitlerinden karşılanır. Bunun için kortizol, depo yağların yıkılmasını ve yağ asitlerinin kana geçmesini sağlar.
2) Bağışıklık sistemini baskılayıcı etkisi vardır. Lenfoit dokudan protein kaybına neden olur. Bu nedenle mikroplara karşı vücut direncinin düşmesine neden olabilir.
3) Temel olmayan işlevleri baskılayıcı etkisi vardır. Üreme ve büyümede azalmaya neden olur.
4) Alerji ve yangı önleyici etkileri vardır.
NOT:
1. Stres durumunda; kortizol kemikte, lenfte, kasta ve deride yıkıma yol açarak vücudun zarar görmesine neden olur. Kısa süreli stres durumlarında önemli bir etki yaratmaz. Ancak uzun süreli stres durumlarında bağışıklık ve üremede azalmaya neden olabilir.
2- Mineralokortikoitler
Vücut sıvılarının su-iyon dengesini düzenler. En önemli mineralokortikosteroit aldosteron hormonudur.
a) Aldosteron etkileri
1) Böbreklerden sodyum, klor ve suyun geri emilimini arttırır. Böylece kan hacmini ve basıncını arttırıcı etki yapar.
2) Böbreklerden Na+ emilimi sağlarken K+ atılmasını sağlar.
3) Bunun sonucunda hücre içi ve hücre dışı iyon derişimini düzenler.
b) Aldosteron normalden az salgılanırsa
1) Hücreler arası sıvıda K+ birikir.
2) K+ derişimi normalin iki katına çıkarsa kalbin atım gücü azalır.
3) Kan basıncı düşer ve sık bayılma görülür.
4) Ayrıca kas yorgunluğu ve deride pigmentleşme görülür (Addison hastalığı = Tunç hastalığı).
c) Aldosteron fazla salgılanırsa,
1) Vücut fazla miktarda K+ kaybeder.
2) Vücutta K+ miktarı azalınca sinir ve kas hücrelerinde hiperpolarizasyon durumu olur ve kaslar uyarılamaz. Bunun sonucunda kas zayıflığı görülür.
3- Eşey hormonları
* Androjenler (testosteron hormonu), esas olarak erkeklerde testislerden salgılanır. Bununla beraber hem dişilerde hem de erkeklerde adrenal korteks (böbrek üstü bezlerinin kabuk bölgesi)’ten de az miktarda salgılanır.
* Eşey hormonlarının ergin dişilerde cinsel dürtüyü oluşturduğu düşünülmektedir.
* Adrenal korteksten çok az miktarda östrojen (dişilik hormonu) da salgılanır.
NOT:
2. Adrenal androjenlerin aşırı salgılanması, yetişkin erkeklerde eşeysel özelliklerde artışa, erkek çocuklarda erken ergenliğe neden olur. Dişilerde fazla salgılanırsa sakal, bıyık, oluşur, ses kalınlaşır, yumurtalık ve rahim körelir.
b- ÖZ (MEDULLA) Bölgesinden Salgılanan Hormonlar
Böbrek üstü bezlerin medulla bölgesinden iki tane hormon salgılanır. Bunlar; Adrenalin (epinefrin) ve noradrenalin (noradrenalin) tirozin amino asidinden sentezlenirler.
Bu iki hormonun, sempatik ve parasempatik sinirlerle beraber çalışırlar. Aşırı sevinç, heyecan, korku, tehlike ve soğukta kalma gibi durumlarda canlının bu durumlara uyum göstermesini sağlarlar. Bazal metabolizma hızını arttırarak gerekli enerjinin hızlı bir şekilde üretilmesini sağlarlar.
Böylesi durumlarda adrenalin ve noradrenalin miktarlarının artması ile;
* Kalp atışı hızlanır, kan basıncı yükselir.
* Göz bebekleri büyür ve tüyler diken diken olur.
* Kas ve karaciğerdeki glikojenin glikoza yıkımı hızlanır, kandaki glikoz miktarı artar.
* Yağ dokudan yağ asitleri çıkar.
* Akciğerdeki bronşlar genişler, böylece vücuda daha fazla oksijen girişi sağlanır.
* Bazı damarların daralmasını bazılarının da genişlemesi sağlanır. Bu şekilde kan kalp, beyin gibi organlara ve iskelet kaslarına yönlendirir. (Adrenalin; iskelet kaslarının, karaciğer gibi organlardaki damarları genişletir. Noradrenalin; birçok organda damarların daralmasını sağlar).