I- ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ (ÇSS) (Periferal Sinir Sistemi-PSS)
Yukarıda anlatıldığı üzere beyin ve omurilik merkezi sinir sistemini(MSS) oluşturur. Merkezi sinir sistemi dışındaki tüm sinirler çevresel (periferik) sinir sistemini (PSS) meydana getirir. Yani çevresel sinir sistemi; beyin sinirleri, omurilik sinirleri ve bunlarla bağlantılı gangliyonlardan meydana gelmiştir. Omurilikten çıkan sinirlere omurilik sinirleri, beyinden çıkan sinirlere kafa sinirleri denir. Gangliyonlar, merkezi sinir sitemi dışında kalan sinir hücrelerinin gövdelerinden meydana gelen hücre topluluklarıdır.
Beyinden 12 çift sinir çıkar. Bunlar başın duyu organlarına, kaslarına ve bezlerine gider. Yalnız vagus siniri denilen beyin 10. siniri, karın ve göğüs boşluğundaki organlara (akciğer, kalp, pankreas ve bağırsak) gider. İnsanda en büyük omurilik sinir çifti bacaklara giden “Siyatik” sinirleridir.
Çevresel sinir sistemi duyu ve motor bölümü olmak üzere iki kısımdan oluşur. Duyu bölümündeki sinirler iç (kan basıncı, vücut ısısı vb.) ve dış (görme, işitme, koku alma, tat alma gibi.) ortamdaki uyarıları alan duyu reseptörlerinden ve merkezi sinir sistemine uyartıları taşıyan duyu nöronlarından oluşur. Motor bölümdeki sinirler ise merkezi sinir sisteminden dil, deri, yüz kasları, göz kapağı, yutak kasları, boyun ve sırt kasları, kalp ve mide kasları gibi tepki organlarına uyartı taşıyan motor nöronlardan oluşur.
Omuriliğin sağ ve sol tarafından 31 çift sinir çıkar. Her bir omurilik siniri, ön ve arka kökten çıkan sinirlerin birleşmesinden meydana gelmiştir. Ön kökten motor sinirler, arka kökten duyu sinirleri çıkar. Sonra bu sinirler omurlar arası delikte birleşerek karma sinir haline gelirler. Bu nedenle omuriliğin tüm sinirleri karma sinirlerden meydana gelmiştir. Bu sinirler daha sonra üç dala ayrılır. Ön dal vücudun ön bölgesine, arka dal vücudun arka bölgesinin kas ve derisine sinirler gönderir. Otonom dal ise iç organlara sinirler gönderir.
Çevresel sinir sisteminin bazı sinirleri duyu (afferent) bazıları ise hareket (efferent) nöronlardan meydana gelmiştir. Motor nöronlar görev ve işleyiş bakımından somatik ve otonom sinir sistemini inceleyeceğiz.
A – SOMATİK SİNİR SİSTEMİ
Merkezi sinir sisteminden iskelet kaslarına giden motor nöronlara somatik sinir sistemi denir. İskelet kaslarını isteyerek hareket ettirebildiğimize göre somatik sinir sistemi istemli hareketlerin yapılmasını kontrol eder.
Bu sistemdeki nöronların hücre gövdeleri beyin ve omurilikte bulunur. Miyelinli aksonlar, MSS’den ayrıldıktan sonra sinaps yapmadan iskelet kaslarına ulaşır. Bu nöronların salgıladığı sinirsel iletim maddesi (Sinir-kas arasındaki sinapsta=motor uç plak) asetilkolindir.
Somatik sinir sistemi, refleks yaylarında olduğu gibi iskelet kaslarını kontrol ederek tepki oluşturmalarını sağlar. (örnek; İnsanın ayağına diken battığında, diken batan ayağını havaya kaldırırken diğer ayağı üzerinde denge kurarak ayakta kalmayı sağlar. Aynı zamanda, bunlar olurken beyne gönderilen bilgi ile vücudun gelebilecek başka uyarılara hazır olması sağlanır)
Somatik sinirler sayesinde yazı yazma, şarkı söyleme, yürüme, koşma gibi istemli hareketler yapılır.
Duyu ve motor nöronlardan oluşur. Duyu nöronları, iç ve dış çevreden gelen uyartıları beyin ve omuriliğe getirirler. Motor nöronları, beyin ve omurilikte oluşan değerlendirilmiş bilgilerin kas ve bezlere taşınmasını sağlarlar. Somatik sinir sisteminde bilgiler beyin ve omurilikte işlenir.
B – OTONOM SİNİR SİSTEMİ
MSS’den düz kaslara, kalp kasına ve bezlere giden motor nöronlar otonom sinir sistemi olarak adlandırılır. Otonom sinir sistemi isteğimiz dışında çalışırlar. İç organların çalışmasını düzenler. Boşaltım, kan dolaşımı, üreme, solunum, sindirim sistemi hareketleri ve bazı endokrin bezlerin çalışması gibi önemli vücut fonksiyonlarını ve homeostasiyi kontrol eder. Bu sinirlerin tamamı miyelinsiz nöronlardan meydana gelmiştir. Bu nedenle impuls, miyelinli motor sinirlere göre daha yavaş ilerler.
Otonom Sinir Sistemi, omurilik, omurilik soğanı ve hipotalamusta bulunan merkezler tarafından kontrol edilir.
Otonom sinir sistemi sadece miyelinsiz motor nöronlardan oluşur.
Şayet bir kişinin beyni zarar görüp bilinci kaybolsa bile otonom sistem çalışıyorsa kişi yaşamını sürdürür. Buna bitkisel yaşam denir. Beyninde tahrip olan bölgelere göre kişi konuşma, algılama, görme gibi yeteneklerini kaybedebilir. Fakat otonom sistem sinirleri, iç organları denetlediği için canlılık tamamen sona ermez.
MSS ile efektör organı (tepki organı) birbirine bağlayan iki nörondan meydana gelmiştir. İki nöron arasındaki sinaps, MSS dışında, otonom gangliyon denilen hücre kümesinde bulunur. Bu sinapsın nörotansmitter maddesi asetilkolindir.
Otonom sinir sistemi anatomik ve fizyolojik farklılıklarına göre sempatik ve parasempatik olmak üzere ikiye ayrılırlar. Hemen hemen tüm iç organlara sempatik ve parasempatik sinirler uç verir. Sempatik ve parasempatik sinirler aynı organa bağlanıyorsa çoğunlukla birbirine zıt çalışırlar (Antagonistik etki). Otonom sinirler kontrol ettikleri organa sürekli impulslar göndererek organları orta seviyede aktif halde tutarlar. Bu organların impulslara daha hızlı tepki vermesini sağlar. Gerektiği durumlarda organın çalışması hızlandırılıp yavaşlatılabilir.
a- Sempatik Sinirler
Omuriliğin orta bölümünden (sırt ve bel) çıkarlar. Gangliyonları omuriliğe yakındır. İmpulsun efektör organa iletimini noradrenalin(norepinefrin) sağlar.
Sempatik sistem, enerji harcayan sistemdir.
Sempatik sinirler, aktivasyonu ve enerji üretimini arttırır. Vücut tehlikeyle karşılaştığı durumlarda sempatik sinirler, böbrek üstü bezinin öz bölgesinden adrenalin salgılanmasını sağlar. Vücudun olağandışı olaylara karşı uyumunu sağlar. Yani canlıyı tehlikelerden korur.
* Göz bebeklerini genişletir.
* Kılları dikenleştirir
* Kan basıncını arttırır
* Kalp atışını hızlandırır
* Diğer bölgelerin kan damarlarını daraltarak kanın hayati bölgelere daha fazla gitmesini sağlar.
* Karaciğer glikojeninin glikoza dönüşmesini sağlayarak kan şekerini yükseltir.
* Akciğerlerin bronşlarını genişleterek gaz alışverişini arttırılmasını sağlar.
* Sindirim sisteminin çalışmasını yavaşlatır. Sindirim sistemi dışındaki diğer tüm hayati organların çalışmasını hızlandırır.
* Kızma, hiddet, heyecan gibi durumlar sempatik sinirlerin aşırı çalışmasıyla ortaya çıkar
b- Parasempatik Sinirler
Beynin üç ayrı yerinden ve omuriliğin sağrı (bel ile kuyruk sokumu arasında kalan 5 omurdan oluşan bölge) bölümünden çıkarlar. Gangliyonları etki ettiği organa yakın veya organın içindedir. İmpulsu efektör organa asetilkolin iletir.
Parasempatik sinirler vücudu sakinleştirir. Organların çalışmasını yavaşlatıcı etkiye sahiptir.
Beyinde çıkan parasempatik sinirler, gözden ince bağırsağa kadar vücudun üst kısmının çalışmasını kontrol eder. Bu sinirlerin en önemlisi vagus siniridir. Vagus siniri kalp atışlarını yavaşlatır. Vagus siniri kesilirse kalp hızlı çalışmaya başlar.
☺ Devamlı egzersiz yapanlarda ve sporcularda kalp atışları normalden azdır. Egzersiz sırasında kan basıncının artması vagus sinirini uyarır. Bunun soncunda vagus siniri kalp atışını yavaşlatır. Bu kişilerde vagusun kalp atışını yavaşlatması alışkanlık haline gelmiştir.
☺ 1921 yılında Loewi, iki kurbağanın kalplerini çıkardı, yalnız ikici kalbin sinir bağlantılarını çıkardı. Bu kalpleri tuz çözeltisine koyduğunda ikisi de çalışıyordu. (kalbin SA düğümü kalbin vücut dışında da bir süre çalışmasını sağlar). Birinci kalbin vagus sinirini uyardığında her iki kalbin de çalışmasının yavaşladığını gördü. Sempatik siniri uyardığında ise her iki kalp hızlanmaktaydı. İkinci kalbin sinirleri kesilmiş olmasına rağmen yavaşlayıp hızlanmasının nedeni birinci kalbin salgıladığı nörotransmitter maddeler olduğu anlaşıldı. Bu maddeler tuz çözeltisi aracılığıyla ikinci kalbi de etkilemişti.
* Omuriliğin son kısmında çıkan parasempatik sinirler kalınbağırsak, idrar kesesi ve üreme organlarını etkiler.
* Her bir iç organa hem sempatik hem de parasempatik sinir bağlanır. Her iki tip sinirin de etkisinin birbirine zıt (antogonistik) olmasının nedeni farklı nörotransmitter maddelerin salgılanmasındandır. Aktiviteyi, sempatik sinirler arttırdığı zaman, parasempatik sinirler yavaşlatır. Örneğin kalp atışı bir sempatik sinir tarafından arttırılır, parasempatik sinir olan vagus siniri tarafından yavaşlatılır (Tablo 1) Otonom sinirlerin zıt etki yapacak şekilde çalışması, homeostatik dengenin sağlanması ve organların çalışmasının kontrol edilmesine yardımcı olur. Otonom sinirler çalışıyorsa beyin zarar gördüğünde dahi insan, yaşamını sürdürebilir. Bu durumda bilinçli hiçbir davranış yapamayan birey, yaşamını bitkisel hayat dediğimiz şekilde sürdürür
* Parasempatik sistem genellikle metabolizma hızını yavaşlatırlar fakat sindirimi hızlandırırlar.
* Parasempatik sistem gangliyonları, beyinde ve omuriliğin kuyruk sokumu bölgesinde bulunur