Viral Hastalıklar

VİRAL HASTALIKLAR

AIDS, Kırım – Kongo kanamalı ateşi ve grip virüslerin neden olduğu hastalıklardan bazılarıdır. HIV, insanlarda AIDS hastalığına neden olan bir virüstür. Bu virüs T lenfositlerini etkileyerek çalışmalarını baskılar. Bu nedenle AIDS hastalarının enfeksiyonlara ve kansere karşı olan duyarlılıkları artar.

1-    Kırım – Kongo Kanamalı Ateş (KKKA)

Bazı kene türleri aracılığı ile insanlarında aralarında bulunduğu bazı memeli ve kuş türlerine bulaşan viral bir hastalıktır.

Hastalık etkeni virüsün insanlara geçişi genellikle virüs taşıyan kenelerin kan emmesi sırasında olur. Ayrıca virüs bulaşmış diğer hayvanlardan da hastalık geçişi olabilir.

İnsanlarda Kırım-Kongo kanamalı ateşine sebep olan Nairovirüstür. Bu virüs bağışıklık sistemine ve damar hücrelerine zarar verir, azaltır. Pıhtılaşmayı sağlayan trombosit sayısını azalttığından ölümle sonuçlanabilen kanamalara neden olur. Nairovirüs, bir RNA virüsüdür.

Hastalık ateş, üşüme, titreme, baş ağrısı, halsizlik, kas ağrıları, yüzde ve gözlerde kızarıklık, bulantı, kusma ve ishal şikayetleri ile ortaya çıkar. Bunların yanında kollarda, bacaklarda ve sırtta şiddetli ağrı, bazen kusma, karın ağrısı veya ishal, duygu-durum değişiklikleri olabilir. Kanama-pıhtılaşma mekanizmalarının bozulması sonucu yüz ve göğüste kırmızı döküntüler, gözlerde kızarıklık, gövde, kol ve bacaklarda morluklar, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan görülür.

Vücuda yapışan kene, uzman kişiler tarafından kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatılarak) çıkarılmalıdır. Kenenin ağız kısmının deri içinde kalmamasına dikkat edilmelidir. Kenenin ezilmesi, sıkılması salgılarının deriyi enfekte etmesine neden olabilir. İşlem sırasında ve sonrasında kene çıplak elle tutulmamalıdır. Spesifik bir tedavisi olmadığı için ortaya çıkan semptomlara yönelik tedaviler ve destek tedavisi uygulanır.

 

2-    AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) (Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu)

HIV (Human immunodeficiency virus) adı verilen virüsün sebep olduğu hastalıktır.

HIV virüsü vücuda kanla, üreme organlarının salgılarıyla ve anneden bebeğe plasenta yoluyla ya da anne sütüyle geçebilir.

Virüs vücuda girdiğinde bir süre durgunluk dönemi geçirir, bu aşamada bireyde herhangi bir belirti oluşmaz. Bir süre sonra aktif dönemin başlamasıyla belirtiler de kendini gösterir. Hücre içine giren virüs ters transkriptaz adı verilen enzim ile DNA sentezler ve hücre DNA’sı ile birleşir. Bu viral DNA’lara göre protein sentezi başladığında hücre ölür.

Hastalık, virüs vücuda girdikten 8 – 10 yıl sonra da ortaya çıkabilir. HIV virüsü bağışıklık sistemini etkisiz hale getirir. Bu nedenle normalde hastalık yapmayan organizmalarda hastalık yapabilir. Bu virüs çok hızlı mutasyona uğradığından aşısı geliştirilememiştir. Ancak tedavi yöntemleri ile hastaların daha uzun süre yaşamaları sağlanabilir.

 

3-    Grip

Grip, bazı virüslerin neden olduğu bir üst solunum yolu hastalığıdır. Halsizlik, yüksek ateş ve eklem ağrıları gibi belirtileri vardır. Grip virüsü bir RNA virüsü olup çok sık mutasyona uğramaktadır. Bu nedenle her yıl yeni bir aşı üretilmektedir. Grip olan bireyler yaklaşık bir hafta içinde iyileşirler. İyice dinlenmek ve bol sıvı tüketimi bu süreyi kısaltır.

Grip insandan insana temas, öpüşme ve öksürük gibi yöntemlerle geçer. Bu nedenle hasta olan kişilere temas etmemeli, onlarla ortak eşyalar kullanılmamalıdır.

 

4-    Alerjik Tepkiler

Vücudumuza girdiğinde alerjik tepkilere neden olan antijenlere alerjen denir. Bağışıklık sistemimizin alerjenlere karşı gösterdiği tepkilere ise alerji denir. Alerjenler beslenme ve solunum gibi yollarla vücuda girerek tepkilere neden olabilir.

Alerji, alerjen (alerjiye neden olan) maddelerin uyarısı ile ortaya çıkan, şişme, ağrı, ısı artışı ve kızarıklıkla kendini gösteren yangı tepkisidir. Bitki polenleri, yer sarmaşığı zehiri, böcek zehiri, yılan zehiri ve penisilin gibi bazı maddeler alerjendir.

Alerjinin ortaya çıkmasında kişinin, genetik eğiliminin olması ve alerjenle karşılaşmış olması gerekir. İlk karşılaşma kişide duyarlılık yaratır. Sonraki karşılaşmalar bağışıklık cevapların tekrarlanmasına ve zarar verici etkilere yol açar.

En sık rastlanan alerji, IgE antikorları ile ortaya çıkar. Örneğin saman nezlesinde plazma hücreleri, polenlere özgü IgE salgılar. IgE antikorları mast hücrelerine bağlanır. Daha sonra mast hücrelerine tutunmuş IgE antikorları polene bağlanır. Bu durum mast hücrelerinin histamin salgılamasına neden olur. Histamin etkisi ile yangı oluşur. Bunun sonucunda hapşırma, burun akması, göz yaşarması ve solunum zorluklarına neden olan düz kas kasılmaları gibi alerjik belirtiler oluşur. Antihistaminler, histamin reseptörlerini kapatarak bu belirtilerin yok olmasını sağlar. Arı zehiri veya penisiline karşı aşırı hasas olan kişilerde anafilaktik şok ortaya çıkabilir. Bu durumda histamin etkisi ile aniden damarlar genişler ve kan basıncı düşer. Birkaç saniye içinde ölüm olabilir.

 alerjik reaksiyonlar

5-    Otoimmun Hastalıklar

Bağışıklık sistemi vücuda giren yabancı antijenleri yok etmek üzere özelleşmiştir. Vücudumuz tarafından üretilen antijenler de vardır. Bu antijenlere self antijen denir. Self antijenler, vücudumuz tarafından üretildiği için bağışıklık sistemimiz tarafından yabancı antijen olarak algılanmaz ve herhangi bir sorun ortaya çıkmaz.

Ancak bazen bağışıklık sistemi bireyin kendine ait dokularını yabancı antijen olarak algılayarak antikor üretir. Bunun sonucunda da çeşitli hastalıklar ortaya çıkar. Bu hastalıklara otoimmün hastalıklar denir.

Çölyak hastalığı, eklem romatizması, multipl skleroz (MS) ve insüline bağlı diyabet bu hastalıklara örnek olarak verilebilir.

Çölyak hastalığı genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastalığa buğday ve çavdar gibi tahılların içinde bulunan gluten adı verilen bir protein neden olmaktadır. Bu hastalığa sahip bireyler gluten aldıklarında bağışıklık sistemi tepki verir. Oluşan iltihaplanma sonucunda ince bağırsağın iç yüzeyindeki villuslar azalır ya da kaybolur. Bu durum bağırsaktaki emilimi aksatarak gelişmenin yavaşlamasına neden olur.

Diğer bir otoimmun hastalık olan eklem romatizması, eklemdeki ve kemik ve iç kıkırdaklarda ağrılı yangınlara ve hasarlara yol açar.

Tip I şeker hastalığı böyle bir durumda ortaya çıkar. Pankreasta insülin üretiminden sorumlu beta hücreleri bağışıklık sistemi hücreleri tarafından tahrip edilir ve insülin üretimi gerçekleşemez.

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.biyolojidersim.com/viral-hastaliklar/

Görüş ve eleştirilerinize en kısa zamanda cevap verilecektir.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.