A. GÖVDE
Bitkilerde, genellikle toprak üzerinde bulunan kozalakları, yaprak ve çiçek gibi organları meydana getiren tomurcukları taşıyan bölümdür. Kök ve yapraklar arasında, dal ve sürgünlerden oluşan bir organdır.
Yapısında iletim boruları (odunsu boru, soymuk borusu), dallar, tomurcuk, yaprak, çiçek ve meyve bulunur.
a) GÖVDENİN MORFOLOJİK (dış görünüm) YAPISI
* Gövde bir veya birkaç ana dal ve ana daldan ayrılan yan dallardan meydana gelmiştir. Yan dalların ana dala eklendiği yerde hafif şişkinlikler görülür. Bu şişkin bölgelere düğüm (Nod=Nodyum) denir.
* Tomurcuklar nedeniyle yapraklar, çiçekler ve dallar düğüm bölgelerinde bulunur.
* Gövde ve dal uçlarındaki tomurcuklara “Tepe Tomurcuğu” denir. Düğüm bölgelerinde bulunan tomurcuğa ise “Yan Tomurcuk” denir.
* Tepe tomurcuğu uç meristeminden meydana gelmiştir ve korunma amacıyla üzeri pulsu genç yapraklarla kaplıdır. Hemen altında uzama ve farklılaşma bölgeleri vardır. Uç meristemi gödenin boyuna uzamasını ve gövde dokularının oluşmasını sağlar.
* Yan tomurcuklar bir yaprağın dibinde bulunur. Sonbaharda yaprakların dökülmesiyle bunların izi kalır. Bu izin hemen üzerinde yan tomurcuk nokta şeklinde görülür. İlkbahar geldiğinde ise bu yeni yan tomurcuklardan yaprak, çiçek veya dallar oluşur.
b) GÖVDENİN İŞLEVLERİ
Bitki gövdesinin üç temel görevi vardır.
1. Yeni dal, yaprak ve çiçekleri oluşturmak
2. Gövdede bulunan iletim dokuları ile bitkinin kök ve yaprakları arasında besin, su ve mineral taşımak.
3. Yaprakların fotosentez için uygun bir konumda bulunmasını sağlamak, böylece fotosentez olayının verimini arttırmak.
Bunun dışında bazı bitkilerde gövde aşağıda verilen görevleri yapmak üzere özelleşmiştir.
* Yedek besin depo etmek (patates)
* Fotosentez yapmak (kaktüs)
* Tırmanma (asma)
* Eşeysiz üreme (çilek)
* Odunsu bitkilerde solunum lentiseller ile solunum yapmak
* Üzerindeki süberin ile bitkiye su girişini önlemek
c) GÖVDE ÇEŞİTLERİ
Otsu ve odunsu gövde dışında gövdeler yaptıkları işe göre de sınıflandırılır.
* Otsu Gövde: Bir veya iki yıllık otsu bitkilerin gövdeleridir. İnce, zayıf ve yeşil renklidir.
Örnek: ot, arpa, buğday
* Odunsu Gövde: Ağaçlar gibi çok yıllık bitkilerin gövdeleridir. Sert ve sağlam yapılıdır.
Örnek: Gül, elma, çınar, çam, kavak.
* Yumru Gövde: Yer altında gelişip yapısında besin depo eden gövdelerdir.
Örnek: Patates, yer elması.
* Yassı Gövde: Gövde incelip, yassılaşmış ve genişlemiştir.
Örnek: Soğan, sarımsak, lale, marul
* Depo Gövde: Kurak ve sıcak bölgelerde bazı bitkiler gövdelerinde su depolarlar. Yaprakları su kaybını önlemek için diken şeklindedir.
Örnek: Kaktüs.
* Sarılıcı Gövde: Gövdesi ince, zayıf ve uzundur. Tutunma kökleriyle bir desteğe sarılarak güneşe doğru büyürler.
Örnek: Sarmaşık, fasulye, asma.
* Sürünücü Gövde: Toprak üzerinde yatay olarak uzanan otsu bitkilerin gövdeleridir.
Örnek: Çilek, kavun, karpuz, kabak, salatalık
* Yer Altı Gövdesi: Toprak altında yüzeye paralel uzanan gövdelerdir.
Örnek: Manisa lalesi, ayrık otu süsen
d) GÖVDENİN ANATOMİK YAPISI
GÖVDENİN PRİMER YAPISI
Gövdenin primer yapısında Koruyucu doku, Korteks ve Merkezi silindir (öz) bulunur. Bu tabakların görevleri kökteki ile hemen hemen aynıdır. Koruyucu doku gövdeyi dış etkilerden korur. Korteks madde depolar. Merkezi silindir ise su ve madde iletiminin gerçekleştiği iletim demetlerinden oluşur.
|
||||||||
|
|
|
|
|
|
|||
|
|
|
|
|
||||
|
|
|
|
|
||||
|
|
|
|
|
|
|||
|
|
|||||||
Gelişmiş bitkilerde gövde, otsu veya odunsu olmak üzere ikiye ayrılır.
1. OTSU GÖVDE
Tek Çenekli (monokotiledon) Bitkilerde Otsu Gövde Yapısı:
Otsu gövdeli tek çenekli bitkilerin gövde enine kesitinde en dışta epidermis gövdenin dış yüzeyini örter. Epidermisin altında parankima bulunur. İletim demetleri gövdenin temel dokusu içine düzensiz bir şekilde dağılmıştır. İletim demetlerinin merkeze bakan kısmında ksilem, dışa bakan tarafında floem bulunur.
Tek çenekli bitkilerde kalınlaşmayı sağlayan kambiyum yoktur. Bu nedenle, tek çenekli bitkilerin gövde yapısındaki korteks ile merkezi öz bölgesi arasında belirgin bir sınır bulunmaz.
Çift Çenekli (dikotiledon) Bitkilerde Otsu Gövde Yapısı:
Otsu gövdeli çift çenekli bitkilerin gövde enine kesitinde epidermis, korteks, iletim demetleri ve öz bölgesi görülür.
Epidermis gövdenin dış yüzeyini örter. İletim dokuları iletim demetleri halinde ve halka şeklinde düzenli bir şekilde dizilmiştir. Bu halkanın iç kısmında öz, dış kısmında ise korteks bölgesi bulunur.
Öz bölgesi parankima hücrelerinden oluşurken, korteks bölgesi parankima, kollenkima ve sklerenkima hücrelerinden oluşur. İletim demetlerinin öze (içe) bakan kısmında ksilem, kortekse (dışa) bakan kısmında ise floem bulunur.
Sonuçta, gövdenin primer dokuları dıştan içe doğru;
Epidermis → Korteks → Floem → Kambiyum → Ksilem → Öz şeklinde sıralanmaktadır.
2. ODUNSU GÖVDE
Açık tohumlu bitkiler (kozalaklı) ve çift çenekli bitkilerin çoğunluğu odunsu gövde yapısına sahiptir. Odunsu gövdeye sahip genç bitkiler ile otsu gövdeye sahip çift çenekli bitkilerde, primer dokuların gövde yapısındaki düzenlenişleri aynıdır (Üstteki şekil).
Yani odunsu gövdeli bitkilerde, gövdenin primer dokuları dıştan içe doğru; Epidermis → Korteks→ Floem→ Kambiyum → Ksilem → Öz şeklindedir.
Gövde enine kesitinde dıştan içe doğru; Epidermis (koruyucu doku), kortekste; parankima, kollenkima ve sklerenkima dokuları, merkezi silindirde ise iletim demetleri, parankima ve sklerenkima hücreleri bulunur. İletim demetleri halka oluşturacak şekilde düzenli şekilde dizilmişlerdir ve floem ile ksilem arasında kambiyum bulunur. Kambiyumun iç tarafında ksilem dış tarafında ise flolem bulunur.
e) GÖVDENİN SEKONDER YAPISI ve SEKONDER BÜYÜME
Gövdenin İkincil Dokuları:
Odunsu bitki gövdelerinde, enine kalınlaşmayla birlikte mantar kambiyumunun faaliyeti de başlar. Mantar kambiyumu, yaşlı gövdelerin dış kısmında epidermisin yerini alan yeni bir koruyucu dokuyu yani peridermi üretir. Daha öncede anlatıldığı gibi periderm, mantar kambiyumu ile mantar dokusundan oluşur.
Gövde çapının artmasıyla mantar kambiyumunun dışındaki tüm dokular yani ilk oluşan periderm ortadan kalkar ve yerine yeni peridermler üretilir. Mantar kambiyumundan yeni peridermler üretildikçe eski peridermler dış kabuk yapısına katılır. Bu arada, yeni peridermleri üreten mantar kambiyumu ise giderek korteksin daha iç kısımlarından oluşturulur. Enine kalınlaşma devam ettikçe korteks dokusu parçalanır. Dolayısıyla mantar kambiyumu, artık ikincil floemdeki parankima hücrelerinden gelişmeye başlar. En son oluşan ikincil floem dışındaki diğer ikincil floemler de ölür ve dış kabuğun yapısına katılır. Şeker taşınmasında iş gören ve en son oluşan ikincil floem ise iç kabuğu oluşturur.
Dolayısıyla kabuk; vasküler kambiyumun dışındaki tüm dokuları kapsayan, iç kabuk ve dış kabuk kısımlarından oluşan bir yapıdır. İç kabuk, en yeni ve canlı ikincil floemden oluşurken, dış kabuk en son oluşan peridermin dışındaki tüm ölü dokuları kapsar.
Gövdenin Sekonder Büyümesi
Açık tohumlu bitkiler ile odunsu çift çenekli bitkilerde gövdenin sekonder büyümesinde kambiyum ve mantar kambiyumu görev yapar (kökteki gibi).
Kambiyum hücreleri belirli dönemlerde bölünerek dışa doğru sekonder floemi, merkeze doğru ise sekonder ksilemi (odun) oluşturur. Bu şekilde iletim demetlerinin çapı artarken merkezi silindirdeki parankima dokusunda gerilim meydana gelir. İletim demetleri arasındaki parankima hücreleri de mitoz bölünmeler geçirerek bu gerilime uyum sağlarlar. Bu şekilde iletim demetleri arasında kambiyum meydana gelir. Sekonder iletim dokularının gövdede ardışık tabakalar halinde birikmesi gövde çapının artmasını dolayısıyla enine kalınlaşmasını sağlar.
Enine kalınlaşma devam ettikçe epidermis parçalanarak dökülür. Epidermisin yerini ise mantar kambiyumu ve mantar dokusundan oluşan peridermis tabakası alır. Gövde çapının artmasıyla mantar kambiyumu tarafından yeni peridermis tabakaları oluşturulur ve eski peridermisler dış kabuk yapısına katılır. Dış kabuk en son oluşan sekonder floem dışındaki tüm ölü dokuları içerir. En son oluşan sekonder fleom ise canlı iç kabuğu oluşturur.
Sonuç olarak odunsu bir gövde yapısında kambiyumun iç kısmında kalan sekonder ksilem tabakaları gövdenin odun kısmını, kambiyumun dış kısında kalan sekonder floem(iç kabuk) ve peridermis tabakaları (dış kabuk) ise gövdenin kabuk kısmını oluşturur.
Periderm de gaz alışverişini sağlayan lentiseller stomaların yerine oluşur. Mantar, kambiyumu, kambiyumun dış kısmında biriken mantar hücrelerini üretir. Mantar hücreleri olgunlaştığında, çeperlerinde süberin olarak adlandırılan mumsu bir madde biriktirirler ve sonra ölürler.
|
|
|
Şekil: Gövdenin enine kalınlaşması: (A) Primer ksilem ve primer floem arasında kambiyum oluşur. (B) Kambiyum bölünerek içe doğru sekonder ksilemi, dışa doğru sekonder floemi meydana getirir. Mantar kambiyumu ise gövdenin dış kısmında mantar dokuyu oluşturur. (C) Bu olaylar sonucunda kambiyumun iç kısmında odun, dış kısmında ise kabuk meydana gelir.
NOT:
1. Tüm bitkilerde primer büyüme gerçekleşirken, sekonder büyüme sadece odunsu gövdeli bitkilerde ve bazı otsu çift çenekli bitkilerde görülür.
2. Odunsu gövdeli bitkilerde primer ve sekonder büyüme eş zamanlı olarak ancak bitkinin farklı kısımlarında meydana gelir
Yaş Halkalarının Oluşması
Ilıman bölgelerde ağaçlar genel olarak ilkbaharda büyümeye başlar ve büyüme sonbaharda durur. Bu sürece büyüme mevsimi adı verilir. Büyüme mevsiminin erken dönemlerinde üretilen odun hücreleri büyük ve ince çeperlidir. Bu hücrelere erken odun (ilkbahar odunu) adı verilir. Daha çok ilkbaharda üretilen erken odunu, yaz sonlarına doğru üretilen, hücreleri küçük ve kalın çeperli olan geç odun (sonbahar odunu) izler.
Koyu renkli geç odunların yoğunluğu, açık renkli erken odunların yoğunluğundan daha fazladır. Bu nedenle bir büyüme mevsiminde ilk oluşan erken odunla, daha sonra oluşan geç odun arasındaki geçiş az çok belirgindir. Ancak, halkalar arasındaki en belirgin geçiş sınırı bir önceki büyüme mevsiminin yoğun yapılı geç odunu ile bir sonraki büyüme mevsiminin gevşek yapılı erken odunu arasında tespit edilir. İşte bu belirgin geçiş yerlerine yıllık büyüme halkaları (yaş halkaları) adı verilir. Dolayısıyla bir ağacın yaşı yıllık halkaların sayılmasıyla tahmin edilir.
Bir ağaçtaki yıllık halka genişliği o yılın iklimi ile ilişkilidir. Sıcaklık, ışık ve yağış gibi iklimsel faktörler ağacın gelişmesi için uygunsa oluşan ağaç halkası geniş, uygun değilse dar olmaktadır. Bilim insanları buna dayanarak çok yaşlı ağaçların odun halkalarına bakarak eski dönemlerden günümüze iklim değişiklikleriyle ilgili ipuçları elde edebilmektedir.
(Ağaç kesilmeden de bitkinin yaşını ölçmeye yarayan çeşitli metotlar vardır.)
Uzun yıllar sekonder büyüme göstermiş yaşlı bir ağaç gövdesinin dış yüzeyini koruyucu kabuk örterken, merkezinde sert (cansız) odun ve aktif (canlı) odun olmak üzere iki farklı sekonder ksilem ayırt edilir.
Sert odun; daha yaşlı, parlak renkli ve ligninleşmiş kalın çeperleri ile ağacı destekleyen merkezi bir sütun oluşturur. Su ve mineral taşınmasında iş görmez. Bu oduna öz odunu da denir. Öz odunu parlak rengini hücre boşluklarını dolduran reçine ve diğer bileşiklerden alır. Bu maddeler öz odununu mantarlardan ve odun oyucu böceklerden korur. Aktif odun ise; su ve minerallerin taşınmasını sürdüren sekonder ksilemdir.