KAN GRUPLARI
Kan grubunu alyuvar zarında bulunan antijenler belirler Alyuvar zarında A antijeni bulunanlar A kan grubunda; B antijeni bulunanlar B kan grubunda; hem A hem B antijeni bulunanlar AB kan grubunda; A ve B antijeni bulunmayanlar ise O kan grubundandır.
Genel anlamda antijen (aglütinojen) vücut tarafından yabancı görülen veya reddedilen madde demek, antikor (aglütinin) ise bu yok edilmek istenen antijene karşı oluşan karşı madde demektir. Ancak vücut sadece kendi yapısında bulunan antijenlere “self-antijenlere” karşı antikor yapmamaktadır.
Kan grubunu belirlemek amacıyla bireyden alınan kan örneklerinin üzerine A ve B antikorlarını içeren serumlar ayrı ayrı damlatılır. Çökelmenin olması, ilgili antijenin varlığını kanıtlar. Böylece kan grubu belirlenir. Aynı zamanda Anti-D serumu damlatılarak Rh durumu belirlenir.
I numaralı bireyin kanına Anti-A serumu damlatıldığında çökelmenin olursa bireyin kanında A antijeni olduğu anlaşılır. Anti-B serumu damlatıldığında çökelme olmaz ise bireyin kanında B antijeninin olmadığı anlaşılır. Çökelme olup olmadığına bakılarak I numaralı bireyin A kan grubunda olduğu anlaşılır.
UYARI:
Kan alış verişinin yapılabilmesi için alıcının Antikoru ile vericinin antijeninin uyumuna bakılır. Eğer Alıcının antikoru ile vericinin antijeni aynı tip değilse kan alış verişi gerçekleştirilir.
Eğer vericinin kanında alıcı için yabancı bir antijen (A ya da B antijeni) var ise alıcı tarafından üretilen antikorlar (anti A ya da anti B) yabancı antijene tutunur ve kan hücreleri birbirine yapışarak kümelenir. Bu olaya çökelme (aglütinasyon) adı verilir. Oluşan çökelme damarın tıkanmasına yol açacağından ölüme neden olur.
Yukarıdaki şemaya göre; O kan grubu, alyuvarlarının zarında antijen içermediğinden bütün gruplara kan verebilir. AB kan grubu, plazmasında antikor olmadığından bütün gruplardan kan alabilir. Bu nedenle O grubu genel verici, AB grubu ise genel alıcı olarak bilinir. Ancak bu, pratikte uygulanmaz. Çünkü B grubundan bir kişi, AB grubuna sahip birine kan verecek olursa, vericinin plazmasındaki B antikorları alıcı kişinin A antijenleri ile birleşerek çökelmeye neden olabilir. Bu nedenle genel alıcı ve genel verici teorik olarak doğru olsa da pratik olarak doğru değildir.
Kan nakillerinde esas olan aynı kan grupları arasındaki nakillerdir. Kan nakli yapılacağı zaman alıcı ve vericinin kanları dış ortada karıştırılır. Eğer çökelme olmaz ise kan nakli yapılır, aksi halde kan nakli yapılmaz.
Rh Faktörü
Kan alış verişlerinde kan gruplarından başka etkili olan diğer bir faktör de Rh faktörüdür.
* Alyuvar zarında Rh antijeni bulunduran bireyler Rh (+) kan grubundan, Rh antijeni bulundurmayan bireyler Rh (–) kan grubundandır.
Rh Kan Grupları |
Genotip |
Rh Kan Grubunu Oluşturan Faktörler |
Kan Aldıkları Gruplar |
Kan Verdikleri Gruplar |
|
Alyuvardaki Antijen |
Plazmadaki Antikor |
||||
Rh ( + ) |
RR, Rr |
Rh |
————- |
Rh (+) |
Rh (+) |
Rh ( – ) |
rr |
————- |
———– Anti-Rh ( Anti-D) oluşabilir |
Rh (-) |
Rh (-), Rh (+) |
* Normal durumda Rh (–) kan gruplu bireyin kan plazmasında anti – Rh antikoru (Anti–D) doğal olarak bulunmaz. Ancak Rh (+) antijenli kanla karşılaştığı zaman antikor oluşur. Bu nedenle Rh (–) grubunda olan bir insana ilk kez Rh (+) kan verilecek olursa kuvvetli bir reaksiyon görülmeyebilir. Çünkü alıcının kanında hazır halde anti–Rh antikoru yoktur. Bu andan itibaren Rh (–) bireyin kanında Rh antikorları oluşur ve birikir. Aynı kişiye ikinci kez Rh (+) kan verilirse önceden oluşan antikorlar, Rh antijenine sahip alyuvarların çökelmesine neden olur ve birey ölür. Bu nedenle Rh (–) bir birey, Rh (+) bir bireye kan verebilir fakat ondan kan alamaz.
NOT:
1. İnsanlarda kan gruplarını belirleyen alyuvar zarındaki antijen ve plazmadaki antikordur. Antijen i1e antikor birleşmesine aglütinasyon (çökelme) denir.
2. “D proteinine sahip” olan kişiler Rh(+), “D proteinini olmayan” kişiler Rh(–) olarak isimlendirilir. Rh(-) kişilerin vücudunda Rh antikoru (D proteini) hiç yoktur ve bu protein bağışıklık sistemi için tamamen yabancı bir maddedir.
B – KAN UYUŞMAZLIĞI
Rh (–) anne ile Rh (+) babanın Rh (+) grubundan fetüsün meydana gelmesi durumunda görülür.
* Fetüs Rh (–) olduğu için fetüsün alyuvarlarında Rh antijeni bulunur. Hamileliğin başlarında anne ve embriyo arasındaki madde alış verişini sağlayan plesanta, bu antijenlerin anneye geçmesini engeller. Ancak doğuma yakın dönemlerde plesantanın geçirgenliğinin artmasıyla fetüsteki Rh antijenleri annenin kanına geçer. Rh grubundaki annenin akyuvarları bu antijene karşı Rh antikoru üretir. Plesanta aracılığı ile fetüse geçen antikorlar, fetüsün alyuvarlarını parçalar. Bu olay “eritroblastosis fetalis” olarak adlandırılır. Sonuçta bebekte kansızlık ve sarılık görülür.
* İlk hamilelikte, annenin fetüsün antijenlerine karşı antikor üretimi belirli bir süre alır. Bu nedenle, ilk Rh (+) bebek antikorlara yakalanmadan doğabilir. Ancak ikinci ve daha sonraki Rh (+) bebeklerin kurtulma şansı yoktur. Çünkü annenin akyuvarları Rh antijenini daha önceden tanıdığı için kısa sürede antikor oluşur ve fetüse geçerek kan uyuşmazlığına neden olur.
* Bunu önlemek için anneye Rh (+) kana ilk bebeğini doğurduktan sonra, Rh antikorları enjekte edilir. Bu antikorlar annenin bağışıklık sistemi devreye girmeden Rh antijenlerini parçalar. Dolayısıyla annenin Rh antikoru üretimi engellenerek, bundan sonra doğacak Rh (+) kana sahip bebekler kurtarılmış olur.