Site icon BİYOLOJİDERSİM

BİTKİSEL DOKULAR 2. TEMEL DOKU

A.     TEMEL DOKU

 

a) Parankima

1. Özümleme Parankiması

1. Palizat Parankiması

2. Sünger Parankiması

2. Havalandırma Parankiması

3. İletim Parankiması

4. Depo Parankiması

b) Kollenkima (Pek doku)

1. Levha Kollenkiması

2. Köşe Kollenkiması

c. Sklerankima (Sert doku)

1. Taş hücreleri

2. Sklerenkima lifleri

 

Temel doku bitkinin bütün organlarında örtü ile iletim dokusu arasında kalan kısımları doldurur. Bitkinin metabolik faaliyetlerinin çoğundan temel doku sorumludur. En önemli işlevleri arasında organların içini doldurma, destek verme, depolama ve fotosentez yer alır.

Bitkilerin çevre koşullarına uyumunu sağlamak için değişime uğrayabilen dokusudur.

 

a)      Parankima

Parankima hücrelerinde farklılaşma (özelleşme) azdır. Fazla özelleşmeden olgunlaşırlar ve genellikle hücre bölünmesi geçirmezler. Ancak çevre şartları hormonların etkisiyle bölünerek diğer bitki hücrelerine dönüşme özelliklerini kaybetmezler. Bu nedenle bitkinin diğer dokularını oluşturmak için meristem özelliği kazanılar veya çok fazla özelleşebilirler. Örneğin soymuk borularında şeker özsuyunun taşınmasında görev alan kalburlu borular parankima hücrelerinin özelleşmesi ile oluşmuştur.

*        Diğer doku ve organların arasını doldurur.

*        Bitkilerin kök, gövde ve yaprak gibi organlarında bulunur.

*        Hücreleri esnek ve ince çeperli, bol stoplazmalı ve canlıdır.

*        Büyük merkezi bir kofula sahiptir.

*        Parankima hücrelerinde fazla miktarda hücre özsuyu bulunduğu için turgor basıncının etkisiyle özellikle genç bitkilerde bitkinin direnç ve dikliğini sağlarlar

*        Parankima hücreleri bol kloroplast, golgi aygıtı, endoplazmik retikulum ve çok sayıda mitokondri bulundurabilirler.

*        Olgunlaştıklarında bile canlılıklarını korurlar. Ancak ağaç kabuklarında olduğu zaman canlılıklarını kaybedebilirler.

 

Parankima görevlerine göre dörde ayrılır.

1.       Özümleme (Asimilasyon) Parankiması:

Yeşil bitkilerin yapraklarında, genç gövde ve dallarında, otsu gövdelerde bulunur.

*        Stoplazmalarında çok sayıda kloroplast bulunur ve fotosentez ile organik madde sentezlenmesinde görev yaparlar.

*        Özümleme olayında bazı gazların hücreye giriş çıkışının sağlanması amacıyla hücreler arasında boşluklar vardır.

*        Fotosentez yapan özümleme parankiması yaprağın mezofil tabakasında bulunur. Mezofil tabakasında Palizat ve sünger parankiması olarak iki kısım vardır.

1.       Palizat parankiması; bol kloroplastlı olup sık dizilmiştir. Epidermisin altında bulunur. Esas görevi fotosentez yapmaktır.

2.       Sünger parankiması; az kloroplastlı olup düzensiz dizilmiştir, aralarında boşluklar vardır. Fotosentez yapabilirler. Ancak esas görevi, karbondioksit ve oksijen gazlarının yaprak içinde yayılmasını sağlamaktır.

 

2.       Havalandırma Parankiması:

*        Bataklık ve su bitkilerinin kök ve gövdesinde bulunur.

*        Hücreleri arasında geniş boşluklar bulunur. Bu boşluklara hava depo edilir.

*        Oksijen ve karbondioksit alış verişi gerçekleşir. Örnek: Nilüfer bitkisi

 

3.       İletim Parankiması:

*        Özümleme parankiması ile iletim demetleri arasında bulunur.

*        Fotosentez yapan dokular ile iletim demetleri arasında su, madensel tuzlar ile organik madde alışverişini sağlar.

*        Hücrelerinde kloroplast bulunmaz.

 

4.       Depo Parankiması:

*        Kök, gövde, tohum ve meyvelerde bulunur.

*        Su veya nişasta, yağ, protein gibi besin maddeleri depo eder.

NOT:

1.   Parankima hücreleri organlarda bulunur. Diğer dokuların arasında bulunursa dolgu parankiması adını alır.

 

b)     Kollenkima (Pek doku)

*        Genç gövde, yaprak orta damarı, yaprak sapı, çiçek sapı ve meyve saplarında epidermisin altında bulunur.

*        Kollenkima hücrelerinin çeperlerinde selüloz ve pektin birikmesiyle düzensiz kalınlaşmalar görülür. Çeperlerdeki düzensiz kalınlaşma sonucu meydana gelen kalın bölgeler bitkiye dayanıklılık sağlar. İnce bölgeler ise hızlı büyüme sırasında hücrelere gerilebilme ve kıvrılabilme özelliği kazandırır. Bu şekilde bitkiye esneklik kazandırılmış olur.

*        Kollenkima hücreleri şerit veya silindir şeklinde gruplanmışlardır. Sürgünlerin genç kısımlarını desteklemeye yardım eder. İşlevsel olgunlukta canlı ve esnektirler. Bu dönemlerde destekledikleri gövde ve yaprak gibi yapılar ile beraber uzarlar.

Hücre çeperlerinin kalınlaştığı yere göre ikiye ayrılır.

1.       Levha kollenkiması:  Kalınlaşma çeperin tamamında olur

2.       Köşe kollankiması: Çeper kalınlaşması köşelerde meydana gelir

     

 

c)      Sklerankima (Sert doku)

Sklerenkima hücreleri bitkide destek görevi olarak işlev yapar.

Hücrelerinde lignin ve selüloz düzenli olarak dizilmiştir. Bu düzenli dizilim sayesinde kalın ve serttir. Sklerenkima hücreleri işlevsel olgunluğa eriştiklerinde canlılıklarını kaybederler ve sertleşmiş çeperleri bitkiye desteklik sağlayan iskelet görevi yapar. Olgun sklerenkima hücreleri bitkinin boyuna uzamanın durduğu kısımlarında bulunur.

Bütün sklerenkima hücreleri destek sağlayacak şekilde özelleşmezler. Örneğin ksilemin su ileten elemanları olan trake ve trakeitler, hem destek hem de taşıma işlevi yapan özelleşmiş sklerenkima hücreleridir.

 

Sklerenkima hücreleri şekil ve yapısı bakımından ikiye ayrılır.

1.       Taş hücreleri (sklereid)

Sadece destek görevi yapmak üzere özelleşmiş hücrelerdir. Genellikle enleri boylarına yakın kısa ve düzensiz şekle sahiptir. Bu hücreler tohum kabuklarında, fındık, ceviz badem gibi bitkilerin kabuklarında ve sert meyvelerin kabuk ve etli meyvelerinde bulunur. Örneğin armut ve ayvanın yenen kısımlarının sert ve pürtüklü yapıda olması küçük taş hücrelerinden meydana gelmiştir.

 

2.       Sklerenkima lifleri (Lif hücreleri)

İnce, uzun, iki ucu sivri ve ölü hücrelerdir. Genellikle gruplar halinde bulunurlar. Sağlam ve esnek olmaları nedeniyle ticari olarak kullanılabilirler. Örneğin keten lifleri keten dokumacılığında, jüt lifleri ve kenevir lifleri halat yapımında kullanılır.

Örnek; 1,5m yüksekliğindeki çavdar bitkisinin başağı 3mm kalınlığındaki gövde ile taşınmaktadır. Bunu için çok fazla dirence ve aynı zamanda esnekliğe sahip olması gerekir. Direnç sklerenkima lifleri ile esneklik ise kollenkima ile sağlanır.

 

NOT:

2.   Bir hücrenin yapacağı iş için belirli yapılara ve işlevlere sahip olmasını sağlayan gelişme sürecine işlevsel olgunluk denir.

 

Exit mobile version